Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
Geleceği tasarlamak... Şimdi hemen nasıl olurda gelecek tasarlanır demeyin. Bal gibide tasarlanır. Peki tasarlamak ne demek? Geleceği şekillendirmek mi? Yoksa yarın dan sonrasına dair planlar veya projeler mi hazırlamak ? Elbette uzun vaadeli planları tasarlayıp imkan ve dinamik stratejiler ile gerçekleştirilebilir. Fakat akıllı (oldukalrını iddia eden) insanların Tarih boyunca bu tür projeleri başardıklarına şahit olmaktayız. Örneğin herkesin bildiği gibi İsrail devletinin kurulması, Marmaradan Gemilerin yıllarca vergisiz geçişleri vesaire.  Aklıma buna benzer bir çok proje olsada hepsini burada elbette anlatamam.  Dünya Nüfusunun 1804 yılında 2 milyar olduğu tahmin edilmektedir. Her geçen gün İnsan Nüfusunun artması bazı üst kesim denilen üst sınıfın dünya üzerinde iddia ettikleri rahat yaşam haklarının kısıtlandığı kanısına varıp buna karşın bir takım senaryoları projelendirip hayata geçirmişlerdir. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir; Savaşlar, Biyolojik veya T...
Resim
Dogma mı Gerçekmi Masal mı? Dogma doğruluğu deneyden geçirilmeden, sınanmadan kabul edilen, olduğu gibi benimsenene denir. Yani İslama Dogma diyebilirmiyiz? Peki Gerçeklik bunun neresinde?  İnsanlık tarihi boyunca türlü türlü inanışlar türemiştir. Lakin karıştırılan konu şu ki; Her inanınlan kutsal sayılamaz ama neye göre? Bir Budistin İneğe neden taptığını veya onu neden kutsadığını kim ne kadar araştırdı? Veya Mecuziler neden Ateşe tapar? Konu açıkçası çok karışık gibi görünüyor. Fakat gerçek şu ki her İnsanın istediği Dine inanma özgürlüğü ve hakkı olduğudur. Peki İslam nedir? Hangi inanış tarzını kapsar? Malesef herkes bildiği ile amel eder ama hiç okumaz ve araştırmaz. İslam Hz. Ademden bu yana değişmemiştir. Kanıtı ise Rabbin katında tek Din İslamdır. Yani Ademden öncede İslam vardı ve bugüne kadar var oldu. Çünki İslam tüm İnsanlığa hitab etmektedir. Musevilik Yahudilik İsevilik ve Muhammedi inanç değil sadece  bir yol ayrımıdır. Fakat şu bir gerçektir...
Resim
Tesadüften Tasarrufa doğru... Modern Bilim dielektik Materyalizm derdi ki önce Madde var idi, bilgi sonradan var oldu. Lakin Kuantum teorisi bugün tüm Modern Bilimi alt üst etmiştir. Şöyle ki, Kuantum teorisi ile anlaşılan şudurki; Önce Bilgi sonra Madde mantığıdır. Tesadüfi varolşun tezleri çürütüldü ve Tasarruf ile varoluş yavaş yavaş kabul edilmeye başlanmıştır. Lakin Gayri müslim Fizikçiler bu varoluşu kontrol edenin ALLAH demekten ise çekindikleri için Tasarımcı bir güç olarak ifade etmektedirler. Bu bab da Dünya düzeni istesede istmesede yüce Varlığı yani Vacib ul Vücudu kabul etmeye hazırlanmaktadır. Buna rağmen insanlık tarihinde  onca katliam, savaşlar ve zulümler hasıl olsada Yaradanın ne kadar özgürlük lütuf ettiği de kesin ortada olmakla birlikde bugün çevrenizde inandığınıza bu neden i nanmıyor demekten de kaçının, çünki herkes herşeyi görme tasarrufuna sahib (nasib) değildir. Nefs yani içimizdeki duruma göre düşman duruma görede zapt edilmiş köle insanlığa neler...
Resim
Vazgeçebilirmisin ? Sahiplenmek arzusu, hırsı veya isteği her kese göre değişik nesneler veya canlılar için, insanın bazen en büyük belası olabiliyor. Hepimiz zerre yıldız tozundan buralara kadar gelmişken neye sahibiz neyi paylaşamıyoruz acaba? Sahiplenmek elbette bazı konularda güzel bir davranış olmakla birlikde diğer taraftan tuaf,  hatta yersiz de olabiliyor.  Sorumluluklar, dostluklar sevgiler veya eşyalar sahiplenilebilir fakat aşırısı herzaman onu kaybetme olasılığında derin bir yara açacaktır. Yani insan yerinide haddinide bilir ise ve hiç bir şeye sahip olmadığımız ancak emanetçisi olduğumuzu idrak ederse hayat daha güzel olur. Üstünde düşünmemiz gereken zaten onca zorluklar var iken neden hayatımızı daha da zorlaştırırız anlamış değilim.  Zamanında yaşamış bir Bilge’nin de dediği gibi : “Dün doğdum bugün sahibim derken yarın yaşlı bedenim tüm arzu ve isteklerini teslim edecek.” Tiglon Demem o ki, hayatı daha güzel yaşamak için elbette sahiplenelim, l...
Resim
Görene Köre ne ! Bakmak ile görmek ne denli farklı ise anlamak ile idrak etmek de o denli farklı olsa gerek. Etrafımızda neler oluyor neler bitiyor acaba? Olay lara herzaman doğru açıdanmı bakıyoruz. Yoksa bana dokunmayan Yılan bin yaşasın mı? Kaybedecek bir şeyimiz olunca dört elle sarılırız kaybetmemek için lakin ayağımızın altından kayan  hayat dediğimiz o yol nereye gidiyor izliyormuyuz, farkındamıyız? Haklısınız, sadete geleyim ozaman...  “Koyun çimenlerin üstünde yatıyor, köpek bunu görünce sorar: Ne yapıyorsun orada? Koyun: Sessiz ol otlar kaçmasın diye ölü numarası yapıyorum . Köpek derki: Otlar kaçmaz ki. Koyun: Çok inandırıcıyım da ondan.” Pazarda Patates olmuş şu kadar Soğan şu kadar. Et desen uçmuş. Sonra yolumun üstündeki AVM lere bakıyorum girişte kuyruk. Sadece giriş mi? Bangır bangır sağlıksız diye tavsiye edilmeyen o gıdaların tüketildiği üst katlar tıklım tıklım, yollarda araçlara bakıyorum sanki herkes petrol kuyusuna sahip lüks içindeler. ...
Resim
Fanisin Cani Olma Kalımsız olduğumuzu anlamak o kadar güç olmasa gerektir. Lakin idrak hususunda zayıf düşüyoruz. Peki fani olduğumuz gerçeğini hernekadar kabul etsekde neden bu denli zor gelir bize bunu anlamak.  Cani lik sadece başka bir varlığın canına son vermek midir sizce? Hayır. Elbette anlamak lazım ki şu hayatta en büyük canına kıydığımız varlık kendimizdir.  Egomuz vurdumduymnazlık sorumsuzluk vebenzer tüm hal ve davranışlarımız ile her gün mutlak içimizdeki o iyiyi öldürüyoruz. İster Profesor olalım ister Müdür isterse Akademisyen, ne fark eder ki. Zengin olmamız en fazla tercihlerimizi değiştirir, bize daha geniş seçenek olanağı sunar ve bunlar bizi ayrıcalıklımı yapar?  HAYIR tabiki. Ne olursak olalım yiyebileceğimiz kadar yer içebileceğimiz kadar içeriz. Buda bizi hiç mi hiç ayrıcalıklı yapmaz. Bizi ayrıcalıklı yapan Ego larımızdır, benliğimizdir. Aslında dost değil en cani düşmanımızdan daha düşman olan yedi kafalı ejderhadır. Böbürlenmek, kibirle...
Resim
Sana bir mesajım var her kim isen... Bu sefer hazin bir öykünün hayatımıza katacak olumlu  tarafına bakalım dedim. Bulunan  notta tarih yoktu, nasıl ne zaman yaşandığı bilinmemektedir. Not bir dağın yamacındaki kayalıkların oyuğunda bir naylonun içinde bulundu. “Kayboldum gökyüzü karardı ve bir Kayanın dibine sığındım.Yapacak tek bir şey oda yazmak olacak. Yazacak pek fazla bir şeyim yok aslında, ama halen şuurum yerindeyken bir şeyler anlatmak istedim sana, her kimsen. Adım önemli değil ama yazacaklarım önemli. Şu an tipi şiddetlendi, rüzgar adeta yüzümü kamçılıyor çok üşüyorum ve kafamdaki lambanın pili tükenmek üzere. üstümü öretecek bir şeyim yok çadırım kamp alanında kaldı sadece montum ve kar pantolonum var ama yetmiyor üşüyorum daha önce hiç bu denli üşümemiştim. Suyum buz gibi içemiyorum ve korkuyorum. Korkum ölümden değil sevdiğimi son bir kez daha görememekten. Ölüm bir gün hepimizi bulacak nasıl olsa. Ama sevdiğimin pırıldayan gözleri aklımdan çıkmıyor. S...