Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
Elin gevuru dedik biz gevurlaştık.. . Oyalandık ve oyuna geldik, hemde öyle bir ters köşe olduk ki sormayın. 100 yıldır kah kalktık kah oturduk ama yerimizde saydık bir adım bile gitmedik. Yada gidemedik, peki neden? Elin gevuru dedik adam saat ile dünya markası oldu, elin gevuru dedik adam çikolata ile dünya devi oldu, elin gevuru dedik çakıda dünya ismi oldu ve biz elin gevuru dedik de dedik. Peki bize ne oldu. Harf inkılabında dünya devi olduk eski kayıtlarımızı okuyamıyoruz, şapka inkılabı dedik mecliste şapka takan yok zaten takanda yok ya, başörtüsü dedik modernizm dedik, elin gevuru başımız açacağına başka taraflarımız açtı. Yedikmi yedik. Şimdi değerli okuyucular, iste örümcek beyinli deyin isterseniz geri kafalı ama beni eleştirecek çoğunuzda bendeki yeti olmadığından bence susun da başkaları konuşsun demek isterdim ama konuşun sorun yok. Eleştiriye değilde yıkıcı yorumlarada açıldım merakta kalmayın. Hani bazılarınız nasıl ki Vatanı bayrağı lafta seviyorsunuz bende sizi öy...
Resim
Özgürlüğümün Esareti Özgürüm derdim hep, fikirlerim, düşüncelerim ve yazılarımda. Her geçen yaşımda özgürlüğümün elimden nasıl alındığını görmek, hissetmek ve idrak etmek bambaşka bir duygu olduğunu kavramaya başladım. Bu Esaretin ruhumdaki ihtiyacın olduğunu keşfetmek aklımı kullanarak esir olmak her kesin yaşayabileceği bir husus mudur bilemem ama ben özgürlüğümün gidişine sevinmeye başladığımda anladım. Bir zamanlar çok keskin bir görüşe sahip iken gitgide bulanıklaşan bakış açısı, bir zamanlar cesurca hareketlerin dikkatli hareket etme eylemine geçişi, umursamazca hallerin bir zaman sonra kurgulamaya veya hassas davranışlara akması gibi bir çok etkenin aslında kısıtlamaların temelini gösteren haller olduğunu, herkesin kabul etmekle yükümlü olsada idrak edememek ayrı bir tarz olabileceğini de red edemem. Düşünsenize Özgürüz deriz hakimiz deriz ama nevarki bir vakit yorgunluktan sonra gözlerimize dahi hükmedemeyiz, yediğimiz içtiğimiz tükettiğimiz her çeşidin bizden ayrılmasını dah...
Resim
İnsanoğlu işte, yada Beni Adem... Dağdan deve çıkar büyü der. Ateş gülbahçesi olur sihir der. Ay yarılır efsunlandık der. Günümüzdeki insanların nankörlüklerine pek şaşırmış gördüm. Hepimiz Ademden geldik isek bazılarının kanı Kabil bazılarının Abil. Uzaylı değiliz ya. Perde kapandığı vakit nasıl ki güneş evinin içini aydınlatmaz, işte öylede gönülleri görmeyenlerin kalpleride karanlık. Sabır etmek lazım... İnsanoğlu bu. Şaşar Beşer. Velhasıl sütü içer beğenmez, oysa ki İnek bu aşçı değil Gurme değil, sadece verilmiş görevi yapar. Sen İneği çerçöple beslersen ne beklersin  o sütten. Kaldı ki o süte bir de su karıştırırsın. Vay halimize. Elbette sitem ederiz, lakin halimize etmemiz lazımken başkasının kaşını gözünü beğenmediğimiz için. Sanki derler ya hani dinine küfreden müslüman olsa. Bence etmeyendede bir gevşeklik ve kaypaklık var artık. Terazisi kayık fakat dürüstüm der, gözü lokma sayar cömertim der. Elbette İnsanoğlunu nasıl memnun edebilirsin ki. Tüm Kainatın mutlak Sahib...
Resim
Mahluk u Terbiye Düşünsenize, Dünyada günlük 360.000 insan doğuyor ve yine günlük 150.000 kişi ölüyor. (Kaynak: https://www.worldometers.info/ )  Aralık ayından bu yana Dünyayı sarsan ama büyüklüğü  29,727 nükleotid uzunluğunda olan yani gözle görülmez düzeyde minnacık bir canavar.Neyse fazla bilimsel konuşmak istemiyorum ziraa Bilim İnsanı da değilim. Lakin Dünya titriyor, sokaklar bomboş Şehirler Hayalet mekanlarına döndü. New York şehirndeki en lüks mağazalar kapalı kepengleri önüne ayrıca Tahta bariyerler inşaa ettiler. Nerede Savaş tutkunları. Sahildeki Villan, Limanda Yatın dalgalara teslim ve tüm malın mülkün kasada. Zevkler, eğlenceler ve keyifler dört duvar içinde esaret. Gözle görünmeyen bir Mahluk teslim aldı tüm umutları, hedefleri ve beklentileri. Ülkeler bir birinin tıbbi malzemelerine el koyuyor ve borsalar artık işlem yapmıyor. Dünya titriyor. Ve İnsanoğlu çaresizce cevap arıyor, birde çözüm. Elbette bu musibetin varoluş sebebi ve nedeni her ne olursa olsun b...
Resim
Armut piş ağzıma düş. . Aristotelesin öğrencisi olan Büyük İskender felsefeye meraklı filozoflara değer veren bir hükümdardır. Corinth'e gelen Büyük İskender, Diyojen'i ziyaret etmiş ve bir dileği olup olmadığını sormuştur.  O ise bu soruya “ Gölge etme başka ihsan istemem. ” yanıtını vermiştir. Günümüzde bilen konuşmaz, konuşan bilmez ekseninde olduğu için üretkenlik azaldı ve hazırcılık çoğaldı malesef. Toplum adeta sürü psikolojisi ile hareket etmekte ve içlerinden sadece çok azınlık seviyede bireylerin fikir üretme bunu icraata geçirme yönünde kabiliyetleri olması ne kadar üzücü. Oysa ki insan olarak tanımlanan varlık asırlar boyunca ihtiyac araşatırma geliştirme yönünde neler icaat etmediler ki. O insanlarda herkes gibi yemek yiyor nefes alıyordu ve dünyanın adeta gidişini ve geleceğini etkileyecek olan eylemler gözlemler veyahut icraatlar da bulundular. Onlardan neyimiz eksik sorusunu asla sormadık kendimize, çünki birileri üretince biz sadece ona ulaşmamız ve o...