Kayıtlar

Eylül, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
Tüketim Çılgınlığı mı? “Ayranımız yok içmeye, Tahtırevanla gideriz umumihaneye.” Günümüzde öyle alışveriş ve tüketim çılgınlığı mevcut ki, anlamsız gelir bana şahsen. Örneğin bir telefon alıyoruz markası herneyse ama çözünürlük yüksek, hafızası geniş veyahut türlü türlü özelliklerde olacak. Aldıktan sonra ne tuhaftır ki aldığımız telefonun %90 özelliğini kullanmayız. Nasılmı? Şöyle ki, kullandığımız (istisnalar hariç) özelliklerden bir kaçını hatırlarız. Fotoğraf çekeriz, sosyal ortamda  geziniriz, fotoğraf veya konum paylaşımı yaparız. Oysaki ne NFC sini kullanırız, ne uzak erişim özelliklerini, ne ajanda hatırlatma ayrıcalığını nede diğerlerini. Sorduğumda herkes whatsAPP Facebook yükledim, daha ne olsun der. Demekki biz ne kullanmayı biliyoruz nede yönetmeyi. Bir telefonun bizi bankalara nasıl esir ettiğini zaten düşünmüyoruz. Veyahut Operatörlere bizi mahkum ettiğini... Üzülüyorum ama sorsan Maaşı yetmez, istediği refahta yaşayamıyor... Bazen diyesim geliyorda susuyoru...

S=k log (W) Entropi

Resim
S=k log(W) Entropi (Ludiwg Boltzman) Her varlığın canlı cansız nasılki bir başlangıcı (doğuşu) var ise, aynı şekilde bir sonu (ölümü)de mutlak mevcuttur. Kainattan tutun zerre mikro organizmalara kadar her şey bir zaman sonra aktif halden pasif hale geçer. Doğanın yok oluşu ne kadar insanın eser ise bir başka perspektifden bakılacak olursa aslında olması gereken belki biraz daha hızlandırılmış gibi olacaktır. Hernekadar bunu tasvip etmesek de bu mantık ümit sizliğe değil aksine bir idrak davettir insanoğlunu.  O yüzden hayatta doğan bir varlığa nasıl seviniyorsak ölene neden üzülürüz ki? Duygusal bir tarafımız olduğundan elbette. Bütün hissiyatı bir kenara bırakacak olsak bütün yok oluşlar aslında var oluş kadar normal bir süreçtir. “Termodinamik kanunların ilki derki  Enerji varken yok edilemez, yok iken var edilemez. Sadece şekil değiştirir.” Demek herşey için geçerli bir formüldür. Hiç bir şey yok olmaz sadece şekil değiştirir. Bu değişim gerçekleşmeden ...
Resim
Ekmek Kuran çarpsın...?; İnsanoğlu var olduğundan bu yana hem iyiler hemde kötüler sahnede yer almıştır. Bu Pies bitmez bir hikayenin anlatıldığı dünya sahnesindeyiz. Hoşgeldiniz. Hem iyiler hemde kötüler aktör, figüran ve hizmetli. Anlaşılan bu savaş hiç bitmeyecek, barış çok uzak ve her geçen gün akıllanırız dediğimiz noktada ne yazıkki aptallışıyor yada aptallaştırılıyoruz. Düşünsenize, tüm Kainatın sahihibi evrenin tasarımcısı bize bir yığın mesaj iletiyor ve diyor ki: “Ey kullarım, en büyük sermayeniz akıldır, aklınızı kullanın iyilik peşinde ilerleyin.” Ama görünen tam aksine, mesajı anlayamamışız. Birbirimize tuzaklar üstüne tuzaklar kurmak, sahtekarlığın türlüsü ve yalan adeta alışkanlık olmuş sözlerimizde. Bir de üstüne cila mahiyetinde vallahi Ekmek Kuran çarpsın. Yok arkadaşım inan ne Kuran nede Ekmek seni çarpmaz. Aksine Kuran çarpıklıkları gidermek için mesaj mahiyetinde uyarı klavuzudur.  Ama kime diyorum ki? Ya sahtekarlığa devam yada gelin hep beraber İnsanl...
Resim
Yolcu olduğumuzu unutuyoruz bazen sanırım... Yolcuyuz ve her gün biraz daha ilerliyoruz. Ama düne bakmamız değiştiremeyeceğimiz anılardan ibaret. Peki ya yarın için ne söylemek lazım? Evet her gün bir fırsattır bu dünyaya eser bırakmak için. Nasıl anılmak istersek ona göre bir eser bırakmalıyız. Ve yolcunun ancak ardından kalanlar onu hatırlarda canlı tutar. Değiştirmeliyiz ilk başta kendimizden başlamalıyız. Yarın hangi kitabı okumalıyım, kime ne iyilik yapmalayım veya ticaretimizde daha fazla nasıl memnuniyet kazanabilirim. Kendimize, etrafımıza, doğaya ve yaşayan varlıklara karşı sorumlu olmalıyız onları sevmeliyiz hoşgörmeliyiz. Bir Bilgenin dediği gibi “Seçtiğin yol sana ancak ışığı veya karanlığı getirecektir.” Öyle ise kendimiz sonra çevremiz ve daha kutsal olan vatanımız için devrim niteliğinde fikirler ile sımsıkı sarılmalıyız. Aksi halde yolculuğumuzun nasıl bir  gayesi olabilir ki. Ahlak, Sevgi ve İnanç. Bunlar bizde zaten var, onları sadece açığa vuralım...
Resim
Kapitalist değilim ama yan cebime koy... Sorsanız herkes düşmandır Kapitalizm denen sisteme. Ama kimse tam olarak bilmez nasıl işler neye yarar. Yenilirmi içilirmi?  Katpitalizm bir nevi üretim araçlarının başlıca belli Aktörlerin kar hanelerine katlamalı kazanç sağlamasına yönelik yatırımlardır. Ama nedense bu sisteme düşman olanlar nefretlerini yine o Aktörlerin ürettiği mobil cihazlardan paylaşım yapar ve yine onların markalarını kıyafetlerinde kocaman reklam ederler. Ama onlar düşmandırlar aslında. Bir atasözü var aklıma geldide. diyem hadi “Dinime küfreden müslüman olsa. ” Bu Aktörlerin sisteminden kurtulmak sa amaç düzenli bir şekilde adım adım vazgeçme ve feragat etmek lazım gelir. Peki hangimiz sevdiğimiz onca şeyden kolay kolay vazgeçeriz. O zaman ahkam kesme kardeşim, yap görelim derim.  Tüketim çılgınlığı bu denli hızla büyürken ne denli vazgeçebiliriz o ayrı bir muamma.  İnanç ve Fikir en büyük Devrim dir. Devrimler inançla başlar. İnanalım ve uygulay...
Resim
Aslan yattığı yerden belli olur demişler. Bu deyimi mutlaka hepimiz bir kere de olsa duymuşuzdur. Nitekim söylenen ile olunan arasında fark varki, malum sokaklarımız çöpten geçilmiyor. Üstüne yabancı göçlerde eklenince durum daha da vahim bir hal aldı malesef. Ama aklıma takılan bir husus var ki, hiç çıkmıyor. Temizlik İmandan gelir... Peki biri bana şu İmanlı kişileri göstersinde elini öpeyim dercesine arar oldum mahallemde, şehrimde ve Vatanımda. Evinde Temizlik müptelası İnsanlar dışarıda adeta Marsda yaşıyormuş gibi elindekileri yere atma zafiyeti içerisindeler. Yedisinden yetmişine her  bir birey sorumsuzca tükürüyor, öp atıyor ve daha neler neler. Biz ne idik ve ne olduk? Bu soru herkesçe bi düşünülmeli ve en kısa sürede Yerel Yönetimler bu konuda eğitim vermeli. Bu bir Devrim niteliği taşımalı. Ama derlerki ondan bundan temizliğe sıra gelmedi. İyi ya ozaman ortalığı affedersiniz bok götürsün her yer Hepatit C bahçesi ne güzel. Yeni Nesile hediyemiz bu olmamalı. Doğamız ...
Resim
Nefis bir Ejderha dır... Yargısız İnfaz dedikleri adil olmayan bir ön yargı tavrı vardır bizlerde. Doğru olsa dahi Gıybet olmasını engellemez, Yalan ise daha kötüdür İftaradır çünki ve çok vahim bir cinayettir. Herkes bir hak peşindedir elbette ama hakmı batıl mı bilinmez. Yoğurdum ekşi diyen olmadığı gibi. Ailemize, dostlarımıza veya çevremize nasıl bakıyoruz? Kısa bir hikaye ile sonlandırayım bu mevzuyu.. Çoban sürüsünü dağa çıkarır ve güder. Bir gün kurt gelir ve bir koyununu kapar. Sürüyü koruyan Çoban köpeği ise ortalıkta yoktur. Bu durumdan şikayetçi Çoban Kurdamı kızmalı, köpeğemi yoksa kendinemi? Bu sorunun cevabı herkesçe farklılık gösterebilir. O yüzden cevabı herkesçe farklı olacaktır. Ama verilen Cevapların hepsinin bir haklı tarafı da olacaktır. Öyle ise suçlu kim, haklı kim?  Çok basit herkes suçlayacak birini bulacaktır. Kimse kurban olan Koyunu düşünmez bu telaşda..  Kendimize bir iyilik yapalım ve suçlamaları  bırakıp ilk evvel kendimize sonra...
Resim
Örtünmek mi örtmekmi? Din özgürlüğü bambaşka bir kavramdır elbette, fakat bazı olmassa olmazlar da işin vazgeçilmez kuralıdır.  Her İnsan mutlak bir inanca sahiptir. Ama Ateşe tapar ama Puta ama İneğe yada 3 Semavi dinin İnsanoğluna teyyid ettiği Tek Yaratıcıya. Ne gariptir ki, Semavi dinlerin sonuncusu olan İslam Dini İnsanoğluna Yaradanın hükümlerini apaçık beyan etmiş ve bu hükümlerin ebed olduğunu adeta perçinlemiştir. Zaten ebed olmadığına inanan bir İnsan Yaradanına ters düşüyor demektir. Hükümlerinde defalarca İnsanoğlunu ateş ( Nar ) ile uyardığını hepimizi az çok okumuşuzdur. Geçen zamanlarda garib bulduğum olayı kısaca dile getirmek istiyorum. Meteoroloji Ülkemizin bir kısmını dolu yağacak uyarısında bulununca herkes Araçlarını battaniye muşamba vesaire ile korumaya aldı. Sonra düşündüm ki ne garip bir hal. İnsan değer verdiğini özenle koruyor. Ne güzel bir hareket. Peki İnsanoğlu kendine neden bu derece önem vermiyor acaba? Neden mi. Yaradan güzelliklerinizi zihnet...
Resim
Ön Yargı Namus Bekçilerinden sonra birde Din Bekçileri türemeye başladı. Nasıl mı? Denk geldi hadi anlatayım size de biraz düşünün. İsmi önemli olmayan bir arkadaşa denk geldim geçende. Koyu ve hararetli sohbetin dibi derler ya hani ona denk geldim. İşte İslam Ordusu kurulacakmış da, Savaşa hazırmış da , anlatıyorda anlatıyor. Sonra bir ara söz aldım ve bir sual edeyim dedim.  Aman ALLAHım nereden sordum, sormaz olaydım, beni borçlu çıkardı Özetle konu şu yani. Hiç kimse kendisinde olmayan bir icraatın veya meziyetin vesaire bekçiliğini yapmasın. Hem ALLAH a sözünde durmaz sonrada O nun davasını sahiplenir. Hem Terazi de hile yapar ama İslam Ordusuna neredeyse Kumandan olur. Yahu arkadaşlar gelin ilk başta kendimizi bir disipline (terbiye) edelim şöyleki, geçelim Ayna’nın karşısına kendimize şunu soralım. Bugün onca vaktim var iken bana bu bütün donanımı konforu ve kabiliyeti tasarlayan ve lütuf eden Sahibe karşı ne kadar sözün eri olabildik.? Sonrasında tamam, asalım kesel...
Resim
Eğitim ve Vatan Sevgisi Vatan dediğimizde aklımıza Bayrak gelir Toprak gelir. Ama kimse bir milletin gelişmişliğini Bayrakta veya Toprak da aramaz. Bir Milletin gelişmişliği eğitiminden tutun kaldırımları sınırlayan kaldırım taşlarının yüksekliğine kadar varır.  Birde Atasözlerimiz vardır ya hep gururla dile getirdiğimiz. Misalinden “ Aslan yattığı yerden belli olurmuş” Veya Dini Pencereden bakarsak temizlik İmandan gelir. Bizde herhalde başka bir yerden geliyor ki çevremiz adeta çöplük içinde sokaklarımız kokudan geçilmez hale gelmiş. Doğadan bahsetmiyorum bile.  Çok vahim. Ama Vatan kurtarmaya gelince herkes Kahraman ve Güçlü. Gelin Vatnımızı ilk başta eğitim ile kurtaralım ve geleceğe medeniyetin eğitimden, temizlikden ve ahlakdan geçtiğini gösterelim. Sahib ile sadece dört duvar arasında iletişime geçmeyelim. O çünki heryerde ve bize verdiği görev de heryerde icraa edilebilir.Yüreğimizi dilimizi ve çevremizi temiz tutalım.